Hayat hepimiz için irili ufaklı acılarla dolu. Ortak insanlık paydasında yaşadığımız deneyimlerde hiçbirimiz bu acılardan muaf değiliz. Öyleyse önce kendi acılarımıza sonra da diğerlerininkine daha az yargı, daha çok şefkatle yaklaşmayı deneyebiliriz. Bu bağlamda, Öz- Şefkat’i hem kendi ıstırabımızı hem de diğer insanların ıstıraplarını anlayışla, nezaketle kabul edebilme ve destek verebilme gücü olarak görüyorum.
Yaşamlarımız boyunca, her zaman ve her koşulda, nereye gidersek gidelim, yanımızda olan kendi iç sesimizdir. İç sesimiz ile kurduğumuz ilişki özümüzle kurduğumuz ilişkidir. Bu ilişkide ne kadar az yargılayıcı ne kadar çok meraklı olursak kendimizi büyüteceğimiz alan da o ölçüde genişler. Merak kendimize karşı şefkatle davranmamızın ilk koşuludur. Merak yargının panzehiridir. Merak olan yerde yargı olmaz.
Öz-Şefkat konusunda uzman araştırmacı Dr. Kristin Neff (2003)’e göre öz şefkat kavramının üç ana unsuru bulunmaktadır;
1- Ortak İnsanlık; İnsanın yanılabilir olduğunu bilmek ve kendi insani kusurlarını kabul etmek aynı zamanda acıyı tanımayı da içerir. Başarısızlıklar, hatalar, yanılgılar ve acılar insan olmanın bir parçasıdır. “İnsan” olmak, ölümlü, savunmasız ve kusurlu olmanın kabulünü gerektirir. Bu nedenle öz şefkat, acı çekmenin ve kişisel yetersizliğin insan olmanın bir parçası olduğunu kabul etmeyi içerir. Zor zamanlarda, başımıza gelen bir talihsizlikte “neden ben?” diye sorar, kendimizi yalnız hissedebilir, en büyük acıları bizim yaşadığımızı düşünerek diğer insanların “normal” ve mutlu oldukları yanılgısına kapılabiliriz. Ortak insanlık burada imdadımıza koşar. Yaşamdaki deneyimlerin hepimiz için ortak olduğunu, olumsuzlukları yaşıyor olmayı kendimize has bir durum olarak görmemeyi içerir. Bizi diğer insanlardan ayrıştıran yaklaşım yerine bu deneyimleri ortak bir paydada buluşturarak, bir bütünün parçası şeklinde görmemize, yalnız olmadığımızı fark etmemize olanak sağlar. Yalnız olmamak bize her zaman iyi gelir.
2- Öz-nezaket; Kendini eleştirmekten ziyade kendine karşı nazik ve anlayışlı olmak. Öz- nezaket olumsuz durumlar karşısında kendini suçlamak veya yargılamak yerine, bu gibi durumlarda kendine karşı destekleyici ve nazik olmaktır. Başımıza gelen olumsuz durumları veya olumsuz duygularımızı inkar eder ya da onlara karşı savaş açarsak kendimizi giderek daha mutsuz hissederiz. Öz-nezaket, nasıl acı çeken bir dostumuza sert, acımasız sözler sarf etmeyerek, sevgi ve nezaketle yaklaşıyorsak kendimize de aynı özeni göstermemiz anlamını taşır.
3- Bilinçli Farkındalık; Acı ve endişe veren düşüncelerden ve duygulardan kaçmak ya da onlara aşırı bağlanmak yerine objektif bir şekilde bu hislerin farkında olmak. Bilinçli Farkındalık deneyimlerin bizde uyandırdığı duyguları fark etmek demektir. Şimdiye ve şu ana odaklanarak duygularımızı fark etmek, böyle zamanlarda kendimize öz-şefkatle yaklaşabilmek için kritiktir. Bilinçli farkındalık, duygu ve düşüncelerimize kendimizi kaptırmak ve onlarla özdeşleşmek yerine, onları dışarıdan bir gözlemci gibi merakla seyretmek için bize imkan tanır. Hissedilen olumsuz duygular, rahatsız edici düşünceler ne bastırılmalı ne de abartılı bir şekilde kendine merhametle acımaya dönüşmemelidir.
Kendine şefkat kişinin olumsuz duygulara dengeli bir yaklaşım geliştirmesini gerektirir. Farkındalık, kişinin düşünce ve hisleri bastırmaya veya inkar etmeye çalışmadan olduğu gibi gözlemlediği, yargılayıcı olmayan, alıcı bir zihin halidir. Acımızı görmezden gelip aynı anda ona karşı şefkat duyamayız.
Kendine şefkat duymanın, başkaları için şefkat duymaktan çok da bir farkı yoktur. Gözünüzü kapatın ve merhamet duygusunun nasıl bir his olduğunu bir düşünün. İlk olarak, başkalarına şefkat göstermek için onların acı çektiklerini fark etmelisiniz. Sokaktaki o evsizi görmezden gelirseniz, yaşadığı deneyimin ne kadar zor olduğuna karşı merhamet duyamazsınız. İkincisi, şefkat, başkalarının acıları tarafından harekete geçirilen bir histir, böylece siz onların acılarını görürsünüz ve tepki verirsiniz. Bu tepki genelde, sıcaklık, şefkat ve acı çeken kişiye bir şekilde yardım etme arzusu olarak hissedilir.
Merhametli olmak, aynı zamanda, etrafınızdaki insanlar başarısız olduklarında veya hata yaptıklarında, onları sert bir şekilde yargılamak yerine, onlara anlayış ve nezaket göstermeniz anlamına da gelir. Son olarak, bir başkası için şefkat hissettiğinizde; acı çekmenin, başarısızlığın ve kusurluluğun tüm insanlar için olduğunu fark edersiniz.
Öz-şefkat, zor zamanlar geçirdiğinizde, başarısız olduğunuzda veya kendinizde sevmediğiniz bir şey fark ettiğinizde kendinize karşı da aynı şekilde davranmayı içerir. Hata yapmanın normal ve insani olduğunu kabul ederek, her koşulda sevilmeye değer olduğumuz bilinciyle, hatalarımız karşısında kendimizi affetme alışkanlığıdır. Hatalarımız ya da sahip olamadıklarımızı kendimize dert etmek yerine, iyi yaptıklarımız ya da sahip olduklarımıza teşekkür ederek iç sesimizin daha nazik ve sevecen olmasını sağlayabiliriz.
Comments