Geleneksel network oluşturma yöntemleri çoğumuz için kaygı vericidir. Araştırmalar, network amaçlı buluşmalardan sonra insanların büyük oranda kendisini kötü hissettiğini gösteriyor. Özellikle, bizim gibi kolektif ve iş yasam ayrımını çok net yapamayan kültürlerde, network oluşturma girişimleri zaman zaman bir kabusa dönüşebiliyor.
Bu konuda benim de yıllar boyu edindiğim kötü tecrübelerim oldu. Elimi kolumu nereye koyacağımı, söze nereden başlayamayacağımı bilemediğim durumlar, kendimi anlatmak için çok konuştuğum ve çok konuşmaktan pişman olduğum için bir sonraki sefer hiç konuşmayarak dengesiz bir karakter izlenimi bıraktığım zamanlar oldu. Katıldığım onlarca network etkinliğinde ortak gözlemim, katılımcıların bir süre sonra kümeler halinde kendi arkadaşları ile bir araya geldikleri ve yeni bağlar oluşturmayı çoğunlukla tercih etmedikleri yönünde.
‘Ne bildiğin değil, kimi tanıdığın önemli’ sözünü hepimiz biliriz. Bu söz bir klişe ve etkili bir network oluşturmada çok geçerli değil.
Etkili networkler, tabir yerinde ise ayağımızı kapının arasından içeri sokmamıza yardımcı olabilecek, kariyerimiz ve iş bağlantılarımız için önemli yapılardır.
Datalar yalan söylemez;
· Açık pozisyonların yaklaşık %85 network bağları aracılığı ile dolduruluyor. Özellikle ülkemizde işe alım süreçlerinde kullanılan en yaygın yöntem hala referans yöntemi.
· Yapılan araştırmalar, işyerinde güçlü bir network ağı olan çalışanların; daha yüksek maaş aldığını ve daha fazla iş tatmini yaşadığını gösteriyor.
Bunlar, etkili bir network oluşturmanın önemini gösteren bulgular ve inkâr edilmeleri mümkün değil. Ancak sadece network’e odaklanmak yerine daha otantik yaklaşımlar benimsemek de mümkün. Bu anlamda, işe öncelikle yeteneklerinizi geliştirerek başlayabilirsiniz. Çünkü paylaşılacak tecrübeleriniz, ilgi ve uzmanlık alanlarımız oldukça, ilginç insanlar ile tanışma şansınız da artar. Araştırmalar, herhangi bir konunun uzmanı olmanın network geliştirmek için altın kural olduğunu söylüyor. Hepimiz böyle değil miyiz? Yurt dışı seyahatimizi planlarken en çok seyahate giden arkadaşımıza fikir sormuyor muyuz? İngilizce bir mail hazırlarken, İngilizcemiz yeterli değil ise, etrafımızda İngilizcesi en iyi olan arkadaşımızdan yardım istemiyor muyuz? Ya da yeni ürünümüze yatırımcı arıyorsak, daha önce yatırım almış birisine danışmıyor muyuz? Peki ya insanlar sizi ne sormak, hangi konuda fikrinizi almak için arıyorlar…Bunun üzerine lütfen bir durup düşünün?
Diğer önemli konu network kurmaktaki mindsetimiz/bakıs açımız nedir? Burada iki farklı bakış açısı olabilir; birincisi, geleneksel, transaksiyonel, bakış açısı. Bu, sadece alma-verme üzerine kurulu bir bakış açısıdır; “şimdi bunu senin için yapacağım ama sen de ileride benim için bir şey yapacaksın”. İkincisi ise bugün bu yazımda size empoze etmek istediğim, gerçek ve daha anlamlı bağlantılar kurmaya odaklı bakış açısı. Yeni ilişkilere, arkadaşlıklara yatırım yapmak, karşılık beklemeden insanlara yardım ederek sosyal kapitalimizi artırmak ve bunu yaparken sadece güçlü olduğunu düşündüğümüz, statü sahibi kişilere odaklanmak yerine ağımızdaki herkese eşit önem vermek.
En iyi ağlar her zaman en etkin insanlar ile kurulmaz. Katkılarınız ile en etkin olabileceğiniz yerde ortaya çıkar. Bu nedenle en prestijli, en kurumsal ağlara odaklanmak yerine, sizin öne çıkabileceğiniz, çalışma alanınız hakkında mümkün olan her şeyi öğrenebileceğiniz ağlara odaklanmak daha faydalı olacaktır. Etkili bir network için altın kural almaktan çok vermeye odaklanmaktadır. Araştırmalar başkalarına karşılıksız yadım eden insanların daha saygın ve sosyal kapitallerinin daha fazla olduğunu gösteriyor. Yardım davranışı, yardım edilen kişi için şüphesiz olumlu sonuçları olan bir davranıştır. Yardım eden kişi için ise, ilk bakışta öyle gözükmemekle birlikte, problem çözme yetenekleri geliştirmek, farklı bakış açılarını anlamak için önemli bir fırsattır. Yani, başka insanlara yardım etmek tek yönlü bir davranış gibi gözükse de, uzun vadede bizi bambaşka yetkinliklerle donatarak sosyal bağlarımızı kuvvetlendirir. Unutmayın ki hepimizin zaman zaman yardıma ihtiyacı olabilir! Burada önemli olan, yardım davranışını manipüle etmemektir. Eğer birilerine sadece karşılığında bir şeyler talep edeceğiniz için yardım ediyorsanız, uzun vadede bu durum, sağlıklı networkler önündeki engeliniz olur. Burada bahsettiğim yardım; gerçekten yardım etmek, gönülden vermek, iyilik yapıp denize atmak anlamındadır.
Son olarak, Linkedin gibi sosyal medya kanalları aracılığı ile network oluşturmaktan bahsedeceğim. Yapılan sosyal psikoloji araştırmaları, işimiz ile ilgili herhangi bir konuda yardım istediğimizde, 200 e-posta ile 6 yüz yüze görüşmenin 'evet' yanıtı alma oranının aynı olduğunu gösteriyor. Profesyonel etkileşimlerimizde, bazen etkileşimin arkasındaki gerçek kişiyi görmeyi unutuyoruz. Hepimiz iş unvanlarımız dan daha fazlasıyız. Ucuz tanıtımlar yerine gerçek bir etkileşim bekliyoruz. Bu nedenle, en iyi ağ oluşturmak insanlar ağ oluşturmak dışındaki amaçlar için bir araya geldiklerinde gerçekleşir. Birbirinden öğrenmek, birbirine yardım etmek, birlikte bir şeyler başarmak…tüm bunlar doğru insanları tanımamıza yardımcı olur. Eğer başkalarına yardım ederken kendinize “bunu yapıyorum çünkü yapılabilecek en doğru şey bu” diyorsanız, gerçek ve sahici bağlantılar kuruyorsunuz demektir.
Konu ile ilgili videomu izlemek isterseniz;
Dilerseniz bu yazıyı paylaşabilirsiniz...
Comments