Zorbalık davranışının toplumda, işyerlerinde ve okullarda yaygın bir salgın olduğu böylesi bir dönemde, iyilik köklerimizi geri kazanmak zorunlu bir ihtiyaçtır. İyilik davranışını, bir başkasına iyi davranma veya yardım etme ihtiyacı olarak tanımlayabiliriz. Sabah asansörde karşılaştığımız, hiç tanımadığımız bir kişiye günaydın demekten tutun da insanların hayatlarını kurtaracak büyüklükte fedakarlıklar yapmaya kadar tüm davranışları içerir iyilik.
İyilik yapan insan;
Empatiktir
İyi dinleme becerilerine sahiptir
Sosyaldir
Cömert davranır
Yardımseverdir
Saygılıdır
Bakım verendir
KindLab araştırmacıları, 27 deneysel çalışmayı içeren bir meta-analiz çalışması yayınladılar. Bu araştırmanın sonuçları da nezaketin iyilik hali üzerinde önemli bir etkisi olduğunu destekler niteliktedir.
KindLab ayrıca birkaç önemli sonuç daha bulguladı;
33 ülkeden 10.047 kişiden alınan yanıtlar; nezaketin, potansiyel bir eşte fiziksel çekiciliğin üzerinde geldiğini gösterdi.
Empati ve nezaket sahibi doktorların hastalarının soğuk algınlığının 1 gün daha kısa sürdüğü bulundu.
Nezaketin stresi ve sosyal kaygıyı azalttığı bulgulandı.
Otake ve meslektaşları, 2006 yılında yaptıkları bir araştırmada, nezaketle yani iyilik davranışı ile mutluluk arasında pozitif bir ilişki olduğunu bulguladılar. Ayrıca bu araştırma sonucunda yaptıkları bu iyilikleri bir yere kaydeden, not alan ve tekrar tekrar bunları düşünen kişilerin bunu yapmayanlara göre neredeyse 2 kat daha fazla mutlu olduğu ortaya çıktı.
Liz Dunn ve Mike Norton 2008 yılında ilginç bir araştırma yaptılar. Önce deneklerin mutluluk seviyelerini ölçtüler. Sonrasında onlara 5 ve 20 dolarlık banknotlar verdiler ve bu paraları dilerlerse kendileri için, dilerlerse bir başkası için harcayabileceklerini belirttiler. Çalışma sonucunda en mutlu grubun, tutardan bağımsız olarak parayı başkası için harcayan grup olduğu bulgulandı.
Atkin ve çalışma arkadaşlarının bu durumun diğer kültürlerde nasıl işlediğini anlamak için 2008 yılında benzer bir araştırtmayı Uganda ve Kolombiya’da yaptılar ve benzer sonuçlara ulaştılar. Uganda ve Kolombiya’daki denekler de paralarını başkaları için harcadıklarında daha mutlu olduklarını belirttiler.
Gördüğünüz gibi kişilerin aylık gelirlerinden, yaşadıkları kültürden, ülkelerinin ekonomik durumundan bağımsız olarak, evrensel bir yardımlaşma ve iyilik yapma güdüsüne sahibiz. Dünya genelinde, 200.000 kişi ile yapılan bir araştırmanın sonuçları bağış yapmanın mutluluk üzerindeki etkisinin hemen hemen 2 kat ücret artışı ile eşit derecede olduğunu gösteriyor. Dr Elizabeth Dunn yaptığı araştırmalarda, yapılan bu bağışların sosyal bir bağ kurularak yapılmasının mutluluğumuz üzerinde çok daha büyük bir etkiye sahip olduğunu bulguladı. Bu anlamda salt para bağışlamak değil de gönüllülük esaslı projelerde yer almak ve tabir yerindeyse elimizi taşın altına sokmak bizi çok daha fazla mutlu ediyor.
Comments